Tiyatro dünyasının tanınmış gruplarından Gugulumdakiler Tiyatrosu bu yıl oynadığı “Elveda Alfredo” adlı tek perdelik trajedi oyununu sahnelemeye devam ediyor. İzleyen tiyatro severlerin üzerinde etki bırakan oyunun hem yazarı hem de oyuncu Şükrü Üçüncü ile söyleyişi gerçekleştirdik. Yazar Şükrü Üçüncü, “ Tiyatro sahnesi özgürlüğüne düşkün aktör ve aktristin, ezilen insanları ve kapitalizme yenik düşen halkların savunuculuğunun yapıldığı yerdir. Elveda Alfredo’da bu çizgide yazılmış bir oyundur.” Dedi.
*İzleyicilerin etki altında kaldığı ve gerçekten otoriter sayılan insanların da beğeniyle izlediği oyunda asıl hedefiniz neydi? Amacınıza ulaştınız mı?
- “ Alfredo gerçek hayatta yaşamış muhteşem bir karakter. Kasım Filmi vardır 2003 yapımı İspanya’nın Madrid kentinde geçer hikayesi. Orada gerçekliği var mı yok mu bilinmez ama filmde ki kahramandan etkilenerek yazdığımız bir oyundu. Alfredo, dünyayı sanat ile değiştirmek isteyen bir karakterdir. İnsanı etkileyecek olan en yakın silah sanattır ve bu sanat dalının en belirgini de tiyatrodur. Elveda Alfredo’da da biz bu konuyu işliyoruz. Sonu kötü bir trajedi ile bitiyor. Bunun nedeni de gerçek hayata sadık kalmak içindir. Tiyatro sahneleri özgürlük alanlarıdır. Kapitalizme, Gericiliğe dur diyen bir düzenin adı tiyatrodur. Elveda Alfredo’da ekip arkadaşlarımız da bu mesajları çok iyi veriyor ve izleyici hem mesajını alıyor, hem de parçası olduğu oyunda aslında dünyada ki birçok kötü gidişatın kendinden kaynaklandığını anlıyor.”
*İzleyiciler de oyunun parçası demiştiniz. Tam olarak anlatabilir misiniz?
-“ Bu oyunda geleneksel tiyatro anlayışının biraz dışına çıktık. Postmodern drama teknikleri ile interaktif tiyatroyu bir araya getirdik. Oyunun birçok bölümünde izleyici kendisini oyunun içinde buluyor. Oyunun ana teması olan insan. Bu nedenle salonda olan tüm insanlar oyunumuzun bir parçasıdır. Örnek verecek olursak, sahneden inen oyuncu arkadaşımız o anda kimi isterse sahneye çıkarıyor. Oyunda sanatın öldüğü bir nokta var. Sanat öldüğünde dünya da ki tüm güzellikler ölür, hoş görü ölür, insancıllık ölür. Bu nedenle burada sadece ağlaması gereken sahnede ki oyuncular değil o anda oyunu izleyenlerdir. Bu nedenle de izleyicilerimiz ile birlikte ağlıyoruz. Unutmayın eğer tiyatro yok olursa insanı şekillendirecek bu denli başka bir sanat dalı yoktur. Şekillenmemiş insanda vahşetin kollarında ya cani ya da kurban olacaktır.”
*Oyun ne kadar daha sahnelenmeye devam edecek? Hangi illere gitmeyi planlıyorsunuz? Turne programınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?
-“ Kasım 2018’de başladık ve Nisan’ın sonuna kadar da oyunumuzu sahnelemeyi sürdüreceğiz. Bu yıl perdeleri yurt dışında kapatmayı planlıyoruz. Şuanda turne programımızda Ankara, Denizli illeri var. Sıkışık bir planlamamız var. Trabzon’da oynayacağımız 5 oyundan sonra Ankara’da bir oyunumuz var buradan Almanya’nın Dortmund kentine gideceğiz, burada 4 günlük bir turna programımız var ve oradan da Denizli’ye gitmeyi planlıyoruz. Eğer bir aksaklık olmaz ise, 15 oyun daha bizi bekliyor. Bu arada tiyatro severlere de teşekkür ediyorum yoğun ilgi gösteriyorlar oyuna. İyi ki varlar…”
Commentaires